Rektör Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Osmaniye’de ‘Türk Dünyasında Eğitim’ Konferansına Katıldı


  • 2025-11-14

14 Kasım 2025 tarihinde Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi (KTMÜ) Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Osmaniye Gökay Okulları tarafından düzenlenen “Türk Dünyasında Eğitim” konulu konferansa katıldı. Gökay Okulları Müdürü Hacı Ahmet Yıldırım, idareciler, öğretmenler ve personelin hazır bulunduğu program yoğun ilgi gördü.

Konferansta konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Ceylan, Batı merkezli tarih tezlerini bilimsel verilerle çürüttüklerini belirterek, Türklerin Anadolu’daki varlığının milattan önceki dönemlere uzandığını vurguladı. Türkiye’de yaygın kabul gören “Türkler Anadolu’ya 1071’de geldi” anlayışının gerçeği yansıtmadığını ifade eden Prof. Dr.  Ceylan, bu söylemin Batılı ve ideolojik çevreler tarafından bilinçli biçimde oluşturulduğunu söyledi.

Prof. Dr. Ceylan, akademik yaşamını adadığı Doğu Anadolu ve Kafkasya araştırmalarında ulaştıkları bulguların, Türklerin Anadolu’daki varlığının MÖ II. binyıla uzandığını ortaya koyduğunu belirtti. Bu çerçevede özellikle Erzurum’daki Cunni Mağarası ve Karpuzalan bölgesinde tespit edilen Göktürk yazıtları ile kaya resimlerinin öne çıktığını ifade eden Prof. Dr.  Ceylan, söz konusu bulguların Göktürk İmparatorluğu coğrafyasından oldukça uzakta bulunmasına rağmen Anadolu-Türkistan bağlantısını bilimsel açıdan güçlendirdiğini vurguladı.

Prof. Dr. Ceylan: Kuyumculuk ve Sanatta Türkler Binlerce Yıl Öncüydü

Konuşmasında Türk sanat tarihine de değinen Prof. Dr. Ceylan, Türklerin kuyumculuk ve zanaatkârlık alanındaki üstünlüğünün bazı çevrelerce iddia edildiği gibi başka milletlerden öğrenilmediğini vurguladı. Bu noktada MÖ 5. yüzyıla tarihlenen Altın Elbiseli Adam’ın mezarından çıkarılan 4 binden fazla altın süs eşyasının, Türklerin çok eski dönemlerden itibaren kuyumculuk ve sanatta Batı medeniyetlerinden daha ileri bir seviyede olduğunu gösterdiğini belirtti. Prof. Dr. Ceylan, “Onlar daha millet olmadan, biz altından elbise yapacak kadar gelişmiş bir sanat geleneğine sahip bir milletiz” diyerek Türk zanaat kültürünün köklü geçmişine dikkat çekti.

Prof. Dr. Ceylan, Anadolu ile Türkistan arasındaki kültürel sürekliliğe dair önemli arkeolojik bulgulara da dikkat çekti. Hakkâri’de ortaya çıkarılan ve Orta Asya’daki balballarla aynı formu taşıyan taş heykellerin, iki bölge arasındaki güçlü bağı açıkça gösterdiğini belirten Prof. Dr. Ceylan, Türklerin Batılı literatürde sıkça yer alan “kültürsüz, yağmacı göçebe” algısının aksine, yazlık ve kışlık düzeni olan konar-göçer bir medeniyet kurucusu olduğunu vurguladı. Bu gerçekliğin kaya yazıları ve çeşitli belgelerle bilimsel olarak tescillendiğini ifade eden Prof. Dr. Ceylan, araştırmalarında Osmaniye Eski Valisi İsmail Fırat ile Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu’ndan önemli destek gördüklerini söyledi.

“Manas Üniversitesi, Türk Dünyası Birliğinin Stratejik Koçbaşı”

Konuşmasında Manas Üniversitesi’nin Türk Dünyası’ndaki konumuna da değinen Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, üniversitenin bölgesel birlikteliğin “stratejik koçbaşı” olduğunu vurguladı. Manas Üniversitesi’nin küresel ölçekte önemli başarılara imza attığını ve kurumun Türkiye’deki 208 üniversite arasında QS sıralamasında 7. sırada yer alarak Boğaziçi Üniversitesi’nin ardından en başarılı üniversite konumuna geldiğini ifade etti.

Rektör Prof. Dr. Ceylan, “Boğaziçi Üniversitesinin ardından en başarılı üniversiteler arasında yer almanın gururunu yaşıyoruz. Üniversitemiz, Türk Dünyasında kültürel dirilişin öncüsü konumundadır. Üniversitemizde eğitim dili olarak Türkçe ve Kırgızca kullanılmaktadır. Yapılan istatistikler, KTMÜ’nün katkılarıyla Kırgızistan’da 56 bin 650 kişinin Türkçe öğrendiğini göstermektedir.” dedi.

Konuşmasının sonunda Türkiye’deki gençlere ve akademisyenlere çağrıda bulunan Prof. Dr. Ceylan, özellikle Osmaniye’den gelecek öğrencilere üniversitenin kapılarının sonuna kadar açık olduğunu vurguladı. Öğrencilere ücretsiz eğitim, yurt ve yemek bursları sağlanacağını, hatta Tıp Fakültesi için dahi burs imkânı sunacaklarını belirtti.

Rektör Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, “Her gencimizin Tanrı Dağları’nın nefesini alması gerekir. Gitmediğiniz yer sizin değildir. Üniversitede bürokrasiyi kaldırdık ve sevgi temelli bir yönetim anlayışıyla Manas’ı başarıya taşıdık. Türk Dünyası ancak sevgi, birlik ve bilim bilinciyle yükselebilir” dedi.

    Sosyal medyada paylaşın