Türkler Moğolistan bozkırlarında, Ötüken vadisinde, Doğu Türkistan’da, Tarım Havzasında, Asya’nın güneyinde, kuzeyinde ve ortasında; Kafkaslarda, Anadolu’da, Balkanlarda, Avrupa içlerinde, Afrika’nın kuzeyinde, Arap yarımadasında ve dahi dünyanın birçok bölgesinde devletler kurup, bu devletleri adaletle yöneterek dünyaya nizam vermiş kutlu bir millettir. Bu vasfını tarihten aldığı güçle bugün de sürdürmeye devam eden Türk milleti, günümüzde yedi bağımsız ve 10’dan fazla özerk ya da otonom devletle varlığını korumakta, dünya siyasetinde önemli rol oynamaktadır.
Adım attığı her yerde, soluk aldığı her demde birlik şuuruna vakıf ve dünyanın dört bir tarafına dağılmış olduğu halde gittiği her yerde cihanşümul devletler kurmuş büyük Türk Milleti; dünyanın çalkantılı süreçlerden geçtiği bu çağda da tarihi köklerinden aldığı mirası Tanrı Dağları katına yükselterek bu devri “Türk Devri” yapmaya yeniden muktedir olmuştur. Zaman zaman ayrılıklara gark olmuş, uzak coğrafyaları kendine yâr etmiş yüce Türk Milleti, Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik” şiarıyla bir asır önce işaret ettiği, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “…gün geldiğinde akraba soydaşlarımızla ilgili gerekli tedbirlere hazır olmalıyız” sözüyle yolunu gösterdiği ve Bilge Kağan’ın “Türk Milleti titre ve kendine dön!” diyerek çağlar ötesinden haykırdığı birlik olma vazifesini yerine getirmek için önemli yol kat etmiştir. Bu bilinçle 1990’lı yılların sonundan başlayarak bugünkü güçlü konumuna erişmeyi başarmıştır. Artık tüm birimleriyle Türk Devletlerini bir çatı altında toplayan, politik, ekonomik ve kültürel alanlar başta olmak üzere birçok konuda Türk halkları arasında köprü görevi gören, bizleri birbirimize daha çok yakınlaştıran, Türk Devletlerini dünyanın muasır devletleriyle yarışır hale getiren Türk Devletleri Teşkilatı dünyada yeni bir stratejik güç merkezi olarak yükselişine emin adımlarla devam etmektedir.
Halihazırda Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkiye’nin tam üye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Macaristan ve Türkmenistan’ın da gözlemci üye statüsünde aktif olarak katılım sağladığı Türk Devletleri Teşkilatı, Sovyetler Birliğinin dağılmasının ve Türkistan coğrafyasındaki Türk Devletlerinin bağımsızlıklarını kazanmasının ardından Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi adı altında başlayan zirve toplantılarından sonraki süreçte ortaya çıkan Türk Keneşi ve ardından daha da gelişerek bugünkü yapısına ulaşmasına kadar geçen süreçte uzun bir yol kat etmiş, Türk devletleri hem ayrı ayrı ekonomik, siyasi ve kültürel alanlarda gelişmiş hem de teşkilat gücünü artırmayı başarmıştır.
Köklü geçmişten aldığı mirası güçlü geleceğe taşıma yolunda önemli adımlar atan Türk Devletleri Teşkilatı birçok sosyo-ekonomik adımın yanı sıra kültürel alanlarda da çok önemli görevler üstlenmektedir. Bunun son örneği olan “Ortak Türk Alfabesi” Türk Devletleri arasındaki iletişimi kuvvetlendirecek, Türk halklarının birbirlerini anlamalarını kolaylaştıracak ve ekonomik girişimleri ilerletecektir.
Türk Devletleri Teşkilatının kültürel alanlara paralel olarak Eğitim alanında üstlendiği rol de Türk halklarının aydınlık geleceğine ayna tutmaktadır. Özellikle Türk Üniversiteler Birliği platformunda Türk Devletlerinin bilim yuvaları geliştirilmekte ve bu bilim yuvalarında eğitim gören çeşitli Türk halklarından gençlere önemli imkanlar sunulmaktadır. Bu imkanlar içerisinde değişim programları, burslar, kültür gezileri gibi oldukça faydalı birçok olanak bulunmaktadır.
Türk Devletlerinin birbirini daha yakından tanıması, özellikle son asırda çeşitli sebeplerle birbirinden uzak düşürülmeye çalışılan Türk halklarının yeniden bir araya gelmesi gibi kutsal görevler üstlenen kurumlar arasında üniversitelerin yeri önem arz etmektedir. Siyasi ve ekonomik ilişkilerin gelişmesinin yanında Türk dünyasında birbirini tanıyan, şuurlu, üretken gençlerin yetişmesi ve dünyanın her bir yanında Türk Dünyası için çalışması gerekmektedir. Bu noktada Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ve Kazakistan-Türkiye Ahmet Yesevi Üniversitesi öncü konumlarını sürdürmektedir. Özellikle Türk Dünyasının tam ortasında, Tanrı Dağlarının eteğinde, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te konumlanmış olan Manas Üniversitesi kurulduğu günden beri binlerce genci bu şuurla yetiştirmiş, mezun etmiş ve nerede olurlarsa olsun Türk Dünyasının birliği için çalışan bir nesil inşa etmiştir. Manas Üniversitesi Türk Devletleri Teşkilatının güçlü konumu sayesinde bu misyonunu geliştirmeye ve dünya üniversiteleri arasındaki yerini her geçen gün yükseltmeye devam etmektedir. Bunun somut örnekleri gün yüzüne çıkmaya başlamış ve Manas Üniversitesi dünya üniversiteleri sıralamasında ilk bine girerek Asya’nın en iyi üniversitelerinden biri olma yolunda önemli bir mesafe kat etmiştir.
Dünya soğuk savaş yıllarında iki kutba bölünmüş bir haldeyken bugün bu kutuplar artmakta ve devletler kendi stratejilerine göre saflarını belirlemektedir. Bu durumda Türk Devletleri Teşkilatı bir ucu Asya’ya diğer ucu Avrupa’ya ulaşan, jeopolitik düzlemde dünyada söz sahibi olacak bir konuma ulaşmıştır. Bu itibarla Türk Devletleri Teşkilatı; Türk Devletlerinin gelişmesini sağlamakla kalmayıp yakın gelecekte birçok yeni devletin iştirakiyle gücünü perçinleyecektir. Dünyada barış ikliminin pamuk ipliğine bağlı olduğu bu devirde dünyaya barış, adalet ve nizam yeniden Türk Birliği sayesinde gelecektir.
Güçlü tarihi köklere sahip bir misyonla ve bugün Türkistan’ın ortasında verilen birlik mesajıyla Türk Devletleri Teşkilatı her geçen gün büyüyen yapısını daha da kuvvetlendirecektir. Dünyanın tüm mazlum milletlerine yeni bir umut ışığı olacak bu kuvvet, bir milletin azim ve kararlılıkla engelleri birer birer nasıl aştığını, güçlüklere nasıl göğüs gerdiğini, birbirine sımsıkı tutunarak gerçek kardeşliğin nasıl sağlandığını alem-i cihana bir kez daha gösterecektir.