2022-04-27
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Garo Paylan'a cevap mesajı yayımlamıştır:
"Hoşgörü kültürünün en iyi örneğini gösteren Türkler, tarihsel süreç içinde aynı sofrayı, aynı sokağı paylaştığı ve en küçük bir ayrım yapmayı ayıp saydığı Ermeniler tarafından tarihte eşi rastlanmamış katliamlara ve iftiralara maruz kalmıştır. Tarihte millet-i sadıka olarak isimlendirdiğimiz Ermeniler, Osmanlı Devleti’ni Birinci Dünya Savaşı’nın zor günlerinde yalnız bırakmakla kalmayıp isyan ederek, cephe gerisinde savunmasız insanlarımıza karşı tarihe geçecek büyük bir zulüm başlatmışlardır. Hoşgörünün timsali olan bizleri her platformda soykırımla suçlayanlar, tarihsel bilgiden yoksun ve tarihsel gerçekler karşısında acizliklerini sergilemektedirler. Bu acizliklerini her yıl Nisan ayında daha da fütursuzca göstermektedirler. Bu iftira sahipleri Fransa’nın Ruanda’da 800 bin insanı öldürmesini ya da Hindistan’ın resmi dilinin İngilizce olduğunu görmezler, mazilerine bakmazlar bile. Tarih, belgeler bilimidir. Belgeden yoksun tarih anlayışı, kuru bir masal ve hamasetten ibarettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin arşivlerindeki ve yabancı arşivlerdeki belgeler, tarihte Batı’nın şımarık çocuğu olan Ermeniler’in yalanları ve Türkler’e yaptıkları katliam belgeleri ile doludur.
Maalesef yüce Meclis’imizde de bu yalan ve ihanet girdabına katılanlar bulunmaktadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da vurguladıkları gibi ‘yüce Meclis’imizin mensubu olmaya yakıştıramadığımız’, Ermeni soykırım yalanına inanan ve Türk Milleti’nin parasıyla maaş alıp Meclis’te şov yapan milletvekiline (!) tavsiyemiz, Erzurum’daki Yanıkdere’yi, Alaca’yı, Van’ı, Bitlis’i, Bayburt’u ve daha pek çok Türk beldesinde Ermeniler'in yaptıkları katliamların kanıtlarını görmesidir.
Yine vekile (!) tavsiyemiz, Kazım Karabekir Paşa’nın hatıralarını okumasıdır. Kazım Karabekir Paşa Erzurum’a girdiğinde Ermeni mezalimini şu sözlerle anlatır: “Erzurum’a o kadar yaklaştım ki, artık insanların dişlerini görecek kadar yakınlarındayım. Gülerek beni karşılıyorlar. Biraz daha yaklaştığımda ortada bir gayritabiilik hissettim. Bu insanlar hiç kımıldamıyordu. Daha yaklaştığımda ıstırapla gördüm ki her biri canlı canlı kazığa oturtulmuştu. Istıraptan yüzleri kasılmıştı; gülmüyorlardı.
Bu acıyı derinden yaşayan Kazım Karabekir Paşa, savaşta yetim ve öksüz kalan sahipsiz çocukları, Türk-Ermeni ayrımı yapmadan yetimhanelere yerleştirmiştir. Yetim kalan Ermeni çocukların asimile olmamaları için Trabzon’daki Ermeni yetimhaneye gönderilmesi de Türk Milleti’nin alicenaplığının bir timsalidir. Sanırım Paşa’nın bu davranışı günümüzün sizin gibi tarihi saptıran iftiracı acizlerine çok büyük bir tarih dersidir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” sözlerini bir kez daha hatırlatarak, tarih boyunca dünyanın farklı köşelerinde soykırıma uğramış Türk halklarının aziz ruhlarını saygıyla anıyoruz. Türk Milleti asırlık soykırım yalanlarına ve onların arkasındaki emperyalist güçlere asla boyun eğmeyecektir."
Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan'ın Video Mesajı: https://youtu.be/oxdGZ0MzSAk