MANAS FORUMU 2024


  • 2024-10-18

Avrasya’da Bağlantıların ve İş Birliğinin Güçlendirilmesi Üzerine Bazı Değerlendirmeler

(KTMÜ Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan’ın IV. Manas Forumu’nda Yaptığı Konuşma)

Dünya genelinde bölgeselleşme yönünde ivme gittikçe artmaktadır. Bu eğilim ile ortak çıkarlara sahip devletlerin işlevsel örgütler kurma yöneliminde olduğu görülmektedir. Bu bağlamda Doğu Asya Ekonomik Birliği, Arap Ortak Pazarı, Latin Amerika Bütünleşme Teşkilatı, Orta Amerika Ortak Pazarı, Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı gibi bilinenlerin yanında pek çok yeni bölgesel teşkilatların kurulduğu görülmektedir. Büyük bir devletin veya birliğin küçük bir devletin savaş veya başka sebeplerle rezervlerine el koyması gibi nedenler bölgeselleşmede etkili olmaktadır. Bu gelişmeler dikkate alındığında Türk Devletler Teşkilatı’nın kurulmasının önemli bir uluslararası gelişme olduğu açıktır. Çünkü Türk devletlerinin ve Türk topluluklarının yerleşik bulunduğu coğrafya, Çin’in batısından Avrupa’ya kadar uzanmakta olup dünyanın önde gelen devletlerinin çıkarları ve sahip olduğu doğal kaynaklar bakımından stratejik bir konum işgal etmektedir. Dünya politikasının mevcut durumu ve gelecekte alacağı şekil bağlamında bu bölgenin her zaman dikkatleri üzerine çeken önemli bir konuma sahip olacağı rahatça söylenebilir. Bu yüzden Türk Devletleri Teşkilatı’nın bu coğrafyada sergileyeceği performans ve ortaya çıkaracağı işbirlikleri her zaman diğer dünya güçleri ve dünyanın barış ve istikrarı bakımından büyük önem taşıyacaktır.

Tabii ki Türk Devletleri Teşkilat hedefleri, işlevleri ve yaptıklarıyla en başta ve en fazla Türk dünyasını ve Türk kökenli toplulukları ilgilendirmektedir. Bildiğimiz üzere dünyanın birçok başka bölgesi, istikrarsızlıklarla boğuşmakta ve iç ve dış güçlerin müdahalelerinden dolayı insanların kitleler halinde öldürülmesi ve mülteci durumuna düşürülmesiyle sonuçlanan çatışmalara maruz kalmaktadır. Dünyamızı ve Türk dünyasını gelecekte nelerin beklediğini bilememekteyiz. Ani gelişen olaylar ulusları ve bölgeleri hazırlıksız yakalamakta ve çıkan çatışmaları geri döndürmek mümkün olmamaktadır. O yüzden Türk dünyasının, Türk Devletleri Teşkilatı aracılığıyla çatışmalar ve istikrarsızlıklardan uzak tutulmasının ve gerçekleştirilecek işbirlikleriyle istikrar ve gelişme bölgesi haline getirilmesinin ne kadar önemli olduğu ortadadır.

Türk dünyası 1992’den beri ortak çabalar içerisinde bulunmaktadır. Önce Konsey, sonra Teşkilatın ortaya çıkarılması ve liderler düzeyinde düzenli zirve toplantılarının gerçekleştirilmesi olumlu yönde atılan adımlardır. Azerbaycan’da yaşananlar Türk devletlerinin birbirlerine destek vermelerinin ve birbirlerinin sorunlarına ve çıkarlarına sahip çıkmalarının ne kadar hayati önem taşıdığını göstermiştir.

Türk devletleri her birine fayda sağlayacak önemli işbirliklerinin gerçekleştirileceği alanlara sahiptir. Ekonomi, kültür, eğitim, ulaşım, gümrük ve diaspora başta olmak üzere teknik ve uzman personelin yönlendirmesiyle değişik alanlarda gerçekleştirilecek ortak projeler hem Türk devletlerine kalkınma yönünde önemli katkılar sağlayacak hem de Türk devletleri arasındaki yakınlaşmayı yönetimler ve halklar düzeyinde daha ileri boyutlara taşıyacaktır. Teşkilatın katkısıyla Türk dünyasında barış ve istikrarın sağlanması ve güçlendirilmesi ise Türk topluluklarının geleceğe güvenle bakmasını sağlayacaktır. İstikrarsızlık ve çatışmalar çağında her Türk topluluğunun zor durumlarla karşılaştığında kendisiyle ilgilenecek, sorun ve krizlerinin çözümlenmesine katkıda bulunacak bir teşkilatın ve ona üye devletlerin bulunduğunu bilmesi, elbette çok önemli bir avantaj ve nimettir.

Diğer taraftan Türk Devletler Teşkilatı’nın üye devletlerinin başka devletlerle, örgütlerle ve değişik türden uluslararası oluşumlarla ilişkilerinin olduğu ve bu ilişkilerin önemli olduğu açıktır. Teşkilat çerçevesinde iş birliği olanakları araştırılıp uygulamaya konurken üye devletler başka devletlerle ve yapılarla ilişkilerini zayıflatmak ya da feda etmek zorunda değildir. Devletlerin sorunlarının çözülmesine ve çıkarlarının gerçekleştirilmesine yardımcı olacak her yapı ekstra bir katkıdır. Akılcı politikalarla değişik yapılardaki üyelikleri birbirleriyle uyumlu hale getirmek ve bu şekilde en ileri düzeyde fayda elde etmek mümkündür. Türk Devletler Teşkilatı üyeleri, bu gerçeğin bilincinde olarak Teşkilattan en üst düzeyde verim elde etmek için çaba gösterme imkanına ve fırsatına sahiptir.

Bölgesel güçlerin eskisine oranla daha da güç kazandığı günümüzde Avrasya bağlantılarının ve iş birliğinin güçlendirilmesine Türk Dünyasının ve özellikle de Türk Devletleri Teşkilatı’nın hasseten üzerinde durması ve eskisine göre daha güçlü adımlar atması gereken bir husus olduğu açıktır. Bu bağlamda burada öncelikle Avrasya’da Türk Dünyası bağlamında bugüne kadar bağlantılar ve ilişkiler genel hatlarıyla ele alınmış daha sonra bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. 

Asya ve Avrupa’nın birleşim noktasında bulunan stratejik bir konuma sahip olan Avrasya coğrafyası, Türk dünyasının yayıldığı geniş bir coğrafî alanı kapsar. Türkler, tarihin en eski dönemlerinden bu yana bölgede önemli medeniyetler kurmuş ve kültürel etkileşim halinde olmuştur. Bölge, tarih boyunca Türk kültürü ve dili ile yoğrulmuş, tarihî ve kültürel olarak güçlü bağların oluşmasına şahitlik etmiştir. Bölge stratejik konumu, ticari potansiyeli ve yer altı kaynaklarıyla Türk dünyasının iş birliği ve bağlantılarının güçlenmesi için önemli bir coğrafî alandır.

Avrasya coğrafyasında Türk iş birliğinin ve bağlantılarının güçlendirilmesi, tarihî, ekonomik, kültürel ve güvenlik boyutları gibi birçok yönüyle bütün olarak düşünülmelidir. Türk iş birliği, bugün de Türk Devletleri Teşkilatı, TÜRKSOY, TİKA, Türk Akademisi, Ahmet Yesevi Üniversitesi ve Manas Üniversitesi gibi kurum ve kuruluşlar aracılığıyla güçlenmekte ve bu kurumların varlığı, Avrasya’nın kalkınmasında önemli rol oynamaktadır.

Avrasya’da iş birliği ve bağlantıları güçlendirmek için en önemli kurumların başında gelen Türk Devletleri Teşkilatı, kuruluş prensiplerine uygun olarak, üye ülkeler arasında çeşitli alanlarda mevcut ikili iş birliğinden çok, taraflı iş birliğine geçmek için çalışmalarını sürdürmektedir. Bu sebeple, öncelikle iş birliği için üye devletlerin uzmanlarının bulunduğu çalışma grupları oluşturarak zemin hazırlamaya çalışmaktadır. Teşkilat, eğitimden turizme, siyasi iş birliğinden gümrük iş birliğine, ekonomiden ulaştırmaya onlarca alanda Türk iş birliği çalışmalarına aktif olarak devam etmektedir. Bu iş birliğinin sağlanmasında bizler de Manas Üniversite olarak üzerimize düşen tüm görevleri yapmaktan ve çalışmalara destek vermekten gurur duyuyoruz.

Avrasya’da iş birliği ve bağlantıların güçlendirilmesinde bölgenin stratejik öneminin yanı sıra Türk dünyasının tarihsel bağları, kültürel yakınlıkları ve ekonomik ilişkileri de göz önünde tutulmalıdır. Avrasya coğrafyasında yer alan ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin güçlendirilmesi ve ticari potansiyelin kullanılması ve karşılıklı yatırımların teşvik edilmesi önemlidir. Bu duruma dikkat kesilen Türk Devletleri Teşkilatımız yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Türk devletleri teşkilatının öncülüğünde tarım, sanayi, turizm ve hizmet sektörü gibi birçok alanda ortak projeler geliştirilmekte ve iş birliği güçlenmektedir. Bu projelerin oluşumuna Kırgızistan özelinde köprü olan Manas Üniversitesi eğitim faaliyetleriyle destek olmaktadır.

Türk Devletleri Teşkilatı’na üye ülkelerdeki üniversiteler arasında iş birliğini geliştirmek için 28-29 Mart 2013 tarihlerinde İstanbul’da kurulan Türk Üniversiteler Birliğinin eğitimde iş birliği ve bağlantıların güçlenmesinde büyük katkıları vardır. Bu Birliğe Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Macaristan, Özbekistan ve Türkiye’den katılan üniversiteler ortak projeler ve etkinlikler düzenleyerek eğitimde ve kültürde iş birliği için çalışıyor. Avrasya’da Türk iş birliğinin güçlendirilmesinde eğitim ve kültürel diplomasi büyük önem taşımaktadır. Türk dünyasında eğitim alanında iş birliği sağlanarak ortak eğitim programları, öğrenci ve öğretim görevlisi değişim programları ve akademik projelerin desteklenmesi, kültürel eğitim programları düzenlenmesi gibi faaliyetlerle ortak kültürel bağların güçlendirilmesi için Birlik, yoğun çaba sarf ediyor. Türk Üniversiteler Birliğinin öncülük ettiği ve sekretaryasını Manas Üniversitesi’nin yürüttüğü Orhun Değişim Programı ve Manas Üniversitesi’nin öncülük ettiği Türk Dünyasında Dijital Vatandaşlık gibi projeler eğitim ve kültürde iş birliğine çok büyük katkı sağlamaktadır. Ayrıca Türk Dünyasına köprü olması bakımından Manas Üniversitesi, ortak tarih ve kültür mirasının korunmasını sağlayarak birçok etkinlik düzenleyip modern bir üniversite ile Türk dünyasının kutup yıldızı olarak misyonunu en iyi şekilde yerine getirmektedir. Ahmet Yesevi Üniversitesi ve Manas Üniversitesi Türkiye ile Türk Dünyasının arasında bir eğitim bağı olmanın yanında kültürel ve sosyal bir bağ kurarak ekonomik, spor, enerji, eğitim, bilim teknoloji gibi birçok alanda iş birliği yapılmasına ve Türkiye’nin yakından tanıtılmasına vesile olmaktadır.

1993 yılında Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan ve Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanları tarafından imzalanan anlaşmayla kurulan Türk dünyasının UNESCO’su olarak nitelendirilen TÜRKSOY birçok konuda UNESCO’dan daha başarılı çalışmalar yaparak iş birliğinin ve bağlantıların güçlenmesinde özel bir yere sahiptir. Türk halklarının gönül birlikteliğini, ortak Türk kültürünü, edebiyatını, sanatını ve Türk dünyasının ortak değerlerini uluslararası seviyede tanıtarak kültür birliği için çok önemli katkılar yapan bir merkezdir. TÜRKSOY, düzenli olarak çıkardığı kültür ve sanat dergisinin yanı sıra birçok edebî eserin yayınlanmasında maddî ve manevî olarak katkı sağlayıp uluslararası toplantı ve etkinlikler düzenleyerek Türk dünyasında iş birliği ve bağlantıların güçlenmesine ve uluslararası tanıtıma katkı sağlamaktadır.

Sanatın yanında edebiyat da Avrasya’da hatta tüm Türk dünyasında iş birliği için önem verilmesi gereken bir husustur. Bunu fark edip bu konuda yoğun gayretler gösteren merhum Yakup Ömeroğlu’na ayrı bir parantez açmak istiyorum. Yakup Ömeroğlu öncülüğünde 2006 yılında kurulan Avrasya Yazarlar Birliği, Türk dünyasında ortak edebî faaliyetler sürdürmek için çalışmalar yapmıştır. Birlik bünyesinde düzenlenen edebiyat atölyeleri, uluslararası hikâye ve tiyatro yarışmalarının yanı sıra 2007 yılından bu yana toplamda 214 sayı çıkan Kardeş Kalemler Dergisi etrafında 2000’den ziyade yazar ve şairi bir araya getirilmiştir. Bunun dışında Birliğin gayretleriyle Türk dünyasının hemen her köşesinden 500’ü aşkın kitap Türk okurun dikkatine sunulmuştur. Bu bağlamda Avrasya Yazarlar Birliği gibi kişisel teşebbüslerin de Türk dünyasında iş birliği ve bağlantıların güçlenmesi için edebiyat ve sanat özelinde büyük katkıları olmuştur.

2008 yılında Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye Cumhuriyetleri Parlamento başkanlarının imzalamış oldukları anlaşma ile kurulan ve sekretaryası sürekli Bakü’de olan Türk Devletler Parlamenter Asamblesi (TÜRKPA) Avrasya’da siyasî iş birliğinin gelişmesi için faaliyetler sürdürmektedir TÜRKPA, parlamento diplomasisinin geliştirilmesi suretiyle, üye ülkeler arasındaki mevcut bağları her alanda güçlendirmeye katkı sağlar. Ekonomik, hukukî ve siyasî açıdan iş birliğinin yanında tabi kaynakların güçlendirilmesi için faaliyet gösteren TÜRKPA, iş birliğinin ve bağlantıların güçlü bir şekilde gelişmesi için yoğun bir çaba sarf ediyor. TÜRKPA ve üye devletler, bir bütünün parçaları olarak birbirine sıkı bir şekilde bağlı olursa siyasî olarak da güçlü bir iş birliğine kavuşur. TÜRKPA düzenlendiği etkinlikler dışında demokrasinin devamı için üye ülkelerde seçim güvenliğine destek vererek iş birliğine katkıda bulunmaktadır.

Türk Devletleri Teşkilatı’na üye devletler tarafından 2012’de kurulan Türk Akademisi, dil, edebiyat, kültür ve tarih alanlarında ortak araştırmaları ve kadim Türk medeniyetinin ortak bilimsel çalışmalarını koordine etmek ve iş birliğini sağlamak için çalışmaktadır. Merkezi Astana’da olan Akademi, iş birliği ve araştırma projelerinin yanı sıra konferanslar, yaz okulları gibi eğitim faaliyetlerine destek olmaktadır. Manas Üniversitesi’nin Haziran 2023’te ev sahipliği yaptığı Genç Türkologlar Yaz Okulu gibi eğitim ve başka eğitim faaliyetlerine Manas Üniversitesi olarak ev sahipliği yaparak katkı sağlamaktan onur duyduk. “Türk Tarihi Ortak Ders Kitabı’nı” hazırlayan Akademi’nin, arkeolojik kazıların yanı sıra ortak coğrafya ve edebiyat ders kitapları hazırlığında olduğunu biliyoruz. Manas Üniversitesi olarak Türklük için yapılan bu çalışmalara tüm gücümüzle destek vermekten memnun oluruz. Akademi, yaptığı çalışmalar ile sadece Avrasya’da değil tüm Türk dünyasının olduğu coğrafyada etkin faaliyetleriyle bilim ve eğitim alanlarında iş birliğini güçlendirmek için büyük katkılar vermektedir.

Yine Türk Devletler Teşkilatına üye ülkeler tarafından geçtiğimiz ay Bakü’de alınan Türk Dünyası Ortak Alfabesi kararı da bu iş birliğinin gelişmesi adına son derece önemli ve isabetli bir adım olmuştur.

Eğitim, sanat ve kültürün yanında somut kültürel miraslarımızı koruyup tanıtmak da kültürel iş birliğinin gelişimine katkı sağlar. Bu amaçla yine Türk Devletleri çatısı altında kurulan, merkezi Azerbaycan’da bulunan Türk Kültür ve Miras Vakfı, üye ülkelerin kültürel miraslarını korumak için faaliyet göstermektedir. Vakıf, mirasın korunması, restorasyonu ve tanıtımı için çalışmalar yapıp, uzmanların yetişmesine destek veriyor. Bunun dışında Vakıf, eğitimler, konferanslar ve kongreler düzenlemekte ayrıca sanatçılara maddî ve manevî destek olarak kültürel alanda iş birliğinin güçlenmesi için faaliyet göstermektedir.

Avrasya’da iş birliği için ticaret ve ekonomi aslında günümüzde en önemli güçlerden birisidir. Türk Devletleri Teşkilatımız da bunu göz önünde bulundurarak daimi sekretaryası İstanbul’da olan 2019’da kurulan Ortak Türk Ticaret ve Sanayi Odası, ticari iş birliği için gayret göstermektedir. Ekonomik entegrasyonla ekonomik ve sosyal kalkınmayı geliştirmek için faaliyetler gösteren Oda, Türk Dünyası’nda mevcut ticari faaliyetlerin gelişmesinde etkili olduğu gibi yeni ticari alanlar açmak için de çalışmaktadır. Avrasya coğrafyasında Türk iş birliği ve ekonomik entegrasyon, bölgedeki Türk devletlerinin ekonomik iş birliğini güçlendirmeyi ve entegrasyonu hedeflemektedir. Bu doğrultuda, Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkeleri arasında serbest ticaret anlaşmaları yapılarak ekonomik ilişkilerin derinleştirilmesi sağlanmaktadır. Aynı zamanda ortak altyapı projeleri sayesinde, ulaşım, enerji ve iletişim gibi alanlarda iş birliği artırılarak bölgenin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunulmaktadır.

Avrasya’da Türk İş Birliği enerji ve altyapı projeleri kapsamında Türk dünyası ve Avrasya coğrafyasında enerji projeleri doğalgaz ve petrol kuyuları, boru hatları ve elektrik hatları üzerinde yoğunlaşmalıdır. Buna ek olarak kara ve demiryolu bağlantılarının güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Böylece enerji güvenliği sağlanarak bölgedeki iş birliği daha da derinleşecektir.

Avrasya Türk iş birliğinin ve bağlantılarının güçlendirilmesi için yapılan bu çalışmaları tüm dünyaya tanıtmak ve desteklerini almak için en büyük aracımız medya ve iletişim kanallarıdır. Medya aracılığıyla kültürel etkileşim arttırılabilir, ortak hedefler ve iş birliği fırsatları hakkında bilgi paylaşımı sağlanabilir. Türk dünyasından haber kaynakları aracılığıyla birbirimizin kültürünü daha yakından tanıyabiliriz. Medya konusunda TRT Avaz büyük bir yol kat etti ancak bu ilerlemeyi hiçbir zaman yeterli göremeyiz. Türk dünyasında birlik için durmadan yeni çalışmalar yapıp gelişen teknolojiyi kullanmak gerekir. Ayrıca çeşitli dijital iletişim kanalları üzerinden iş birliği ve fikir alışverişi yapılabilir. Bu sayede Avrasya coğrafyasındaki Türk toplumları arasındaki iletişim ve iş birliği daha da güçlendirilebilir.

Gençlik ve spor alanındaki iş birliğinin önemine dikkat çekmeliyiz. Avrasya coğrafyasındaki Türk gençleri ve sporcularının etkileşimini artırmak için çalışılmalıdır. Bu kapsamda, gençlik değişim programları, spor turnuvaları, yaz okulları gibi etkinlikler düzenlemeye devam etmeliyiz. Türk devletleri arasında spor müsabakaları, büyük turnuvalar düzenlenmekte ancak ne yazık ki bunu medyada tam olarak tanıtamamaktayız. İlk olarak 2014 yılında Kırgızistan’da yapılan “Dünya Göçebe Oyunları” gibi etkinlikler Türk dünyasının geleneksel sporlarının yaşatılması ve Türk kültürünün tanıtımı amacıyla düzenlenmiştir. Daha sonra Türkiye ve Kazakistan’da yapılan “Dünya Göçebe Oyunları” tüm Türk dünyası tarafından ilgiyle takip edilmiştir. Ortak kültürün önemli bir mirası olan bu oyunlar sayesinde iş birliğine katkı sağlanmıştır. Spor alanındaki bu gibi faaliyetler ile Avrasya coğrafyasındaki gençler arasında dayanışma ve dostluk duyguları güçlenmekte ve geleceğe yönelik olumlu ilişkilerin temelleri atılmaktadır.

Bu kapsamda birçok proje yapılmakta, biz de Manas Üniversitesi olarak dünyada bir ilk olan “Geleneksel Sporlar Meydanı”nı üniversitemizin içinde açarak tarihi bağlarımızı gösteren ata sporlarımızı ve oyunlarımızı devam ettirmek istiyoruz. Geleneksel spor oyunlarının amacı sadece kazanmak değil, aynı zamanda kardeşlik duygusunu artırmak, gelenek ve göreneklerimizi yaşatmak ve paylaşmaktır. 2023 yılında “Türk Devletleri Teşkilatı-Türk Üniversiteler Birliği I. Geleneksel Spor Oyunları’na” ev sahipliği yapan üniversitemiz Türk dünyasında iş birliğini güçlendirmek için var gücüyle çalışmakta ve birçok konuda olduğu gibi bu hususta da Türk dünyasının kutup yıldızı olmaya devam etmektedir. Bunların dışında üniversitemiz spor fakültesinde Türk Dünyasının etkinliklerine destek vermek için sporcular yetiştirilmekte ve faaliyetler göstermektedir.

Köklü bir tarih ve kültüre sahip Türk halklarının bağımsız devletler halinde yaşadıkları coğrafya incelendiğinde, Asya ve Avrupa kıtasında yoğunlaştıkları görülür. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dışında, 1991 yılında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliğinin dağılması ile bağımsızlıklarına kavuşan Azerbaycan, Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan ile dünya üzerinde bağımsız yedi Türk devletinin varlığından söz edebiliriz. Bugün pek çok proje ile Türk Birlik ve Beraberliğini geliştirmeye çalışan bu ülkeler için en önemli ve temel ihtiyaç, ortak eğitim programları ile daha kapsamlı ve sağlam iş birliklerinin kurulmasıdır. Bugün devletler düzeyinde en üst seviyede, Türk Devletleri Teşkilatı TÜRKPA (Türk Parlamenterler Asamblesi), TÜRKSOY (Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı), Türk Akademisi gibi kurumların varlığı ve iş birlikleri Türk Dünyası, Avrasya bağlantılarının güçlendirilmesi açısından son derece önemli ve sevindirici gelişmelerdir. Türk Dünyasının, uluslararası düzeyde bulunduğu konumu geliştirebilmek amacıyla birçok alanda olduğu gibi eğitim alanında da iş birliklerini güçlendirerek evrensel ölçüleri yakalama uğraşındadır. Ancak uluslararası düzeydeki eğitim kalitesi göstergeleri açısından Türk Dünyasının eğitim kalitesini yükseltmeye yönelik kat etmesi gereken uzun mesafesinin olduğu da görülmektedir. Bunun için kısa, orta ve uzun vadede yapılacaklar vardır. Türk Devletleri arasında geliştirilecek ve her seviyede okul müfredatlarında yer alacak programların varlığı, özellikle yeni kuşak Türk Gençliği ve gelecekte her alanda kurulacak iş birliklerinin ve bütünleşmenin sağlanması açısından daha değerli olacaktır. Bu bakımdan; Ortak Eğitim Hedefi, Ortak Alfabe Hedefi, Ortak Dil Hedefi, Ortak Tarih Hedefi ve Ortak Kültür Hedefi için daha çok gayret edilmelidir. Bu çerçevede, Türk Devletleri Teşkilatı marifetiyle “Ortak Türk Dünyası Üniversiteler Standardı” oluşturularak Türk Dünyasında akademik yeterlik ve yükseltilme standartlarının belirlenmesi, Türk Dünyasındaki Üniversitelerin karşılıklı tanınırlığının ve uyumunun sağlanması, “Türk Dünyası Yükseköğretim Koordinasyon Kurulu”nun oluşturulması bu kapsamda Türk Üniversiteler Birliğinin daha etkin çalışması önemlidir. Bunların yanı sıra Türk Dünyasına özgü ortak veri tabanı, ölçüm sistemleri, not sisteminin de standardı dahil olmak üzere eğitim standartlarının geliştirilmesi; Türk Dünyasının ortak tarihi sembollerinin geliştirilmesi ve yaygın olarak kullanılmasının sağlanması gibi pek çok çalışmanın güçlenerek yapılması elzemdir. Bütün bunların belli bir planda ve irade ile yapılması için de pek çok ortak toplantıda dile getirilip teklif edilen “Türk Dünyası Eğitim ve Kültür Birliği” projesi adı altında bir eylem programının oluşturulması gerekmektedir.  Diğer alanlardaki gelişmeler, ancak bizim birlikte hareket edebildiğimiz eğitim ve kültürle sağlanabilecektir. Bu yüzyılı “Türk Yüzyılı” kılacak lokomotif öncelikle eğitim alanındaki bağlantıların ve ilişkilerin kurulması olacaktır.

Eğitim ve kültür alanındaki bağlantı ve ilişkilerin artırılmasının yanı sıra sosyal, siyasi ve iktisadi ilişkilerin de artırılması önemlidir. Çünkü Avrasya’da bütün iş birliklerinin sürdürülebilirliğinin güçlü bir ekonomiye bağlı olacağı da gözden ırak tutulmamalıdır. 

Görüldüğü üzere Avrasya’da Türk iş birliği ve bağlantılarının güçlendirilmesi için birçok alanı bir bütün olarak düşünmek gerekir. Elbette her alan için ayrı bir çalışma ayrı bir uzmanlık gerekiyor, ama bunları bir çatı altında birbirine sıkı bir şekilde bağlı olarak değerlendirmek ve çalışmak gerekiyor. Bu gücü elde etmek için daha fazla ekonomik entegrasyon ve ticaret potansiyelinin değerlendirilmesi gerekir, ama bunu da doğru ve emin adımlarla yapmak için eğitim ve bilimin önemini göz ardı edemeyiz. Ayrıca enerji ve altyapı projelerinin hızlandırılması, bilim ve teknoloji alanındaki iş birliğinin artırılması ve çevre konularında ortak çalışmaların derinleştirilmesi önemlidir. Güvenlik ve savunma alanında ortak stratejiler geliştirilerek gençlik ve spor alanındaki iş birliğinin desteklenmesi sağlanmalıdır. Ayrıca yapılan çalışmaları tanıtmak ve destek sağlamak için medya ve iletişim kanallarının daha etkin bir şekilde kullanılması ve kültürel diplomasinin güçlendirilmesi için daha fazla eğitim ve etkinlik düzenlenmelidir.

Sonuç olarak, Avrasya’da Türk iş birliğinin güçlenmesi ve sürdürülebilir olması için kapsayıcı politikaların benimsenmesi ve uygulanması elbette uzmanlar tarafından çizilen kapsamlı bir yol haritasıyla mümkün olacaktır. Türk Devletler Teşkilatı, Türk Akademisi, TÜRKSOY, TÜRKPA, Ahmet Yesevi Üniversite ve Manas Üniversitesi gibi kurum ve kuruluşların çatısı altında durmadan Türk dünyası, Türk birliği ve Avrasya’da iş birliği için yorulmadan çalışmaya devam etmeliyiz.

 

 

 

    Sosyal medyada paylaşın