CUMHURİYETİMİZİN İKİNCİ YÜZYILININ İLK YILI KUTLU OLSUN


  • 2024-10-26

(KTMÜ Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan’ın 25 Ekim 2024 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen konferansta yaptığı konuşma metni) 

“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”

                                                                                                                                M. Kemal ATATÜRK

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 101. Yıldönümü ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.

2023’de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100. Yıl Dönümünü büyük bir coşkuyla kutladık. Bugün Cumhuriyetimizin 2. Yüzyılın ilk yılını idrak ediyoruz.  

Bugün burada, ata topraklarında, Kırgızistan’ımızda, Cumhuriyetimizin 101. yıl dönümünü kutlamak için bir araya gelmiş olmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Ülkemize yönelik bütün menfur saldırılara rağmen, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi, “Cumhuriyet, düşüncesinde serbest, fikri hür nesiller ister.” İşte bu özgür düşünce ve cesaret, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin temelini oluşturmuştur. Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları, az zamanda büyük işler başarmış ve vatanımızın geleceği için Cumhuriyet’i ilan etmişlerdir.

“Bu vatan, toprağın kara bağrında, sıradağlar gibi duranlarındır.” diyor Orhan Şaik Gökyay. Bu sözler, Cumhuriyetin köklerinin, milletimizin azim ve cesaretiyle şekillendiğinin bir ifadesidir. Bu veciz ifade bizlere, Cumhuriyetimizi koruma ve yaşatma sorumluluğu yüklemektedir. Bu sözler, Türk milletinin yok edilemeyeceği ve tutsaklığı asla kabullenmeyeceği gerçeğini tarihin sayfalarına altın yaldızla nakşeden en büyük hakikattir. Türkiye Cumhuriyeti, varlığını, bağımsızlığını ve özgürlüğünü her şeyin üstünde tutan bir ulusun, yani Türk milletinin eseridir. Bugün burada, Türk-Kırgız kardeşliği ile bu gururu paylaşmak, bizler için özel bir anlam taşımaktadır.

Cumhuriyetimizin ilanı, yalnızca bir yönetim şeklinin değil, aynı zamanda egemenliğin doğrudan halkın iradesine geçişinin de simgesidir. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti’nin yüz yılını geride bırakırken, bu kutsal mirası korumanın ve yaşatmanın sorumluluğunu taşıyoruz. Zira Cumhuriyet, sadece geçmişin değil, geleceğin de teminatıdır. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “En büyük eserim.” dediği Türkiye Cumhuriyeti, bugüne kadar kazandığı tüm başarılarıyla, ikinci yüzyılına da güçlü bir inanç ve azimle girmektedir.

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesinde, kardeşliğimizin, birlik ve beraberliğimizin pekiştiği bu özel günde, her birimiz Cumhuriyet’in değerlerini daha iyi anlamak ve yaşatmak için bir aradayız. Geçmişten aldığımız güçle, geleceğe umutla bakmak ve Türk-Kırgız kardeşliğini daha da pekiştirmek için buradayız. Bilmelisiniz ki ana vatan Türkiye’mizin her karış toprağı atalarımızın kanıyla yoğrulmuş ve bu şanlı destan onların kahramanlıklarıyla yazılmıştır.

Türkiye Yüzyılı vizyonu; Cumhuriyet’in ışığında, 21. yüzyılda güçlü bir Türk Dünyası hedefi taşımaktadır. Bilimde, sanatta, kültürde ve ekonomideki hedeflerimiz, bu büyük mücadelenin bir devamı niteliğindedir. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir ekonomik yapıya, etkili bir orduya ve güçlü bir uluslararası konuma sahiptir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” sözü, bizlere azim ve kararlılıkla mücadele etmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır. Türkiye Yüzyılı, Türk milletinin geleceğe olan inancını pekiştirecek ve bizi daha büyük hedeflere yönlendirecektir.

Birlikte kutlama mutluluğuna eriştiğimiz Cumhuriyetimizin 101. yılı, Türk gençliğine, sizlere duyduğumuz güvenin ve inancın simgesidir. Gençlerimiz, Cumhuriyetimizin teminatı, yarının liderleri ve düşünce ufkumuzun meşalesidir. Bunun içindir ki gençlerimizi; taşıdıkları büyük sorumluluk ve miras olarak devraldıkları Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatma ülküsüne hizmet edebilmeleri için ilim, irfan ve özgürlük ruhunu benimsemeye davet ediyoruz. Onların katkılarıyla, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Devletleri daha aydınlık yarınlara ulaşacaktır.

29 Ekim, Türk milletinin bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinin simgesidir. Bu anlamlı günü burada, Atayurt’ta Türk coğrafyasının kalbi sayılan Kırgızistan’da Türk Dünyası’yla birlikte yaşamak, bize ayrı bir gurur vermektedir. Bugün, sadece geçmişi kutlamakla kalmıyoruz; aynı zamanda geleceğe olan inancımızı tazeliyoruz. Cumhuriyet, bizlere her zaman daha ileriye gitme hedefi koymuştur. Bizler de cumhuriyetin erdemleriyle birlikte inanıyoruz ki aydınlık yarınlara hep birlikte uyanacağız.

Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlık ve Cumhuriyet yolunda yaşadığı zorlukların benzerini farklı şekillerde olsa da başta Kırgızistan, Kazakistan ve diğer Türk Cumhuriyetleri de yaşamıştır. Örneğin Kırgız milleti, sınandığı, geri dönüşü olmayan büyük kayıpların olduğu, hatta bir millet olarak yok olmak tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı zor zamanlar yaşanmıştır. 1916 Ürkün olaylarında yaşananlar, Sovyetler birliği dönemindeki siyasi zulümler, sürgünler, kitlesel baskılar ve nihayet 138 aydının kurşunlanarak şehit edildiği 1938 katliamı Kırgız tarihinde silinmez iz bırakan derin dram ve trajedi dolu olaylardandır. Ancak Kırgız milleti bütün zorluklara rağmen atalarından aldığı miras ile ayakta dimdik kalmış ve bağımsızlığına kavuşmuştur. 31 Ağustos 1991 yılında bağımsızlığını ilan ederek Cumhuriyet idaresiyle hür ve bağımsız bir ülke olarak varlığını her geçen gün güçlendirerek devam ettirmektedir.

12 Kasım’da Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi olarak Kırgız’ın şanlı ve görkemli tarihini, bağımsızlık için Çarlık Rusya’sına karşı istiklal mücadelesinde şehit olan atalarımızı, özgürlük için totaliter rejime kurban giden ecdadımızı, ülkenin bütünlüğü için kanlarını akıtan gençlerimizi anacağız.

Bu yüzyıl, inşallah “Türk Yüzyılı” olacaktır. Bu yüzyılın Türk Yüzyılı olmasını sağlayacak en önemli adımlardan biri birer Cumhuriyet yönetimine sahip olan Türk Devletler Teşkilatının kurulmuş olmasıdır. Türk dünyası, 1992’den beri ortak çabalar içerisinde bulunmaktadır. Önce Konsey, sonra Teşkilatın ortaya çıkarılması ve liderler düzeyinde düzenli zirve toplantılarının gerçekleştirilmesi olumlu yönde atılan adımlardır. Azerbaycan’da yaşananlar Türk devletlerinin birbirlerine destek vermelerinin ve birbirlerinin sorunlarına ve çıkarlarına sahip çıkmalarının ne kadar hayati önem taşıdığını göstermiştir. Türk devletleri her birine fayda sağlayacak önemli işbirliklerinin gerçekleştirileceği alanlara sahiptir. Ekonomi, kültür, eğitim, ulaşım, gümrük ve diaspora başta olmak üzere teknik ve uzman personelin yönlendirmesiyle değişik alanlarda gerçekleştirilecek ortak projeler hem Türk devletlerine kalkınma yönünde önemli katkılar sağlayacak hem de Türk devletleri arasındaki yakınlaşmayı yönetimler ve halklar düzeyinde daha ileri boyutlara taşıyacaktır. Teşkilatın katkısıyla Türk dünyasında barış ve istikrarın sağlanması ve güçlendirilmesi ise Türk topluluklarının geleceğe güvenle bakmasını sağlayacaktır. İstikrarsızlık ve çatışmalar çağında her Türk topluluğunun zor durumlarla karşılaştığında kendisiyle ilgilenecek, sorun ve krizlerinin çözümlenmesine katkıda bulunacak bir teşkilatın ve ona üye devletlerin bulunduğunu bilmesi, elbette çok önemli bir avantaj ve nimettir. Bu yüzyılın Türk Yüzyılı olması için hemen her alanda bir çalışmanın, gayretin içinde olmalıyız.

Onun içindir ki;

  • Vakit, tek yürek, tek vücut ve Türk Dünyası olma vaktidir.
  • Vakit, akıl ve gönül birliği vaktidir.
  • Vakit, ecdattan teslim alınan mirası geleceğimizin teminatı gençlere en iyi şekilde teslim edebilmek için gayret gösterme vaktidir.
  • Vakit, gençlerimizi Cumhuriyetimizi ilelebet geleceğe taşıyabilecek nitelikte yetiştirme vaktidir.

Cumhuriyet inancı her Türk Cumhuriyetinde çalışma ister, emek ister, ideal ve samimiyet ister… Cumhuriyet, atalarımızın bize emanetidir. Cumhuriyeti yükseltecek, ona sahip çıkacak yine Türk gençliğidir….

Sevgili gençler, unutmayın ki, Cumhuriyet, sadece geçmişten devraldığımız bir miras değil; aynı zamanda geleceğin inşasında bize hız verecek en önemli muharrik unsurdur. 29 Ekim’in taşıdığı anlam ve yüklediği sorumluluk, bizleri bir arada tutan temel değerlerimizdendir. Sizler Cumhuriyetimizin teminatısınız. İlim, irfan ve bağımsızlık ruhuyla, Türk Devletleri’ni daha aydınlık yarınlara taşımak için sizlere ihtiyacımız var. Bugün, burada kutladığımız Cumhuriyet Bayramı, aziz ve ana vatan Türkiye’mizin bağımsızlığının, özgürlüğünün ve demokrasisinin en büyük teminatıdır. Sahip olduğunuz vatanınızın ve cumhuriyetin kıymetini bilin, bunlara sımsıkı sarılın ve gurur duyunuz.

Türkiye’nin geleceğinin kurulduğu, sonsuza değin yaşayacak en büyük miras Cumhuriyetimizin 101. Yılı hepimize kutlu olsun.

Bu vesileyle, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, bizleri karanlık günlerden aydınlık sabahlara eriştiren, bu toprakları bize vatan kılan tüm kahramanlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, Cumhuriyet Bayramı’nızı en içten dileklerimle kutluyorum. İnanıyor ve iman ediyorum ki “Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır!”

Teşekkür eder, hürmetlerimi sunarım.

Prof. Dr. Alpaslan CEYLAN

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü

    Sosyal medyada paylaşın