PROF. DR. ALPASLAN CEYLAN’IN 10 KASIM ATATÜRK’Ü ANMA GÜNÜ’NDE YAPTIĞI KONUŞMA METNİ


  • 2024-11-11

Bugün burada, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anmak için bir araya geldik.  Onu anmak; onu anlamak ve onun ideallerine sahip çıkmak demektir. Atatürk, yalnızca bir lider değil, o aynı zamanda vizyoner, yenilikçi, halkın gönlünde yaşayan uluslararası alanda kıymet gören bir liderdir. O, Türk ulusunun karakterini, kültürünü ve değerlerini yüceltmiş, Türklük bilincini her daim ön plana çıkartmıştır. Onun “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” sözü ulusal gururumuzun ifadesidir. Onun, izinden yürümek, Türk milletinin birlik ve beraberliğini güçlü tutmak demektir. Unutmayın, Türk ulusu, onun idealleri ile daha aydınlık bir geleceğe güçlü adımlarla yürüyecektir.

Gazi Mustafa Kemal’i anlamak, onun gayretine, mücadelelerine ve yaptığı reformlara dair derin bir anlayış geliştirmekle olur. 1881 yılında, o dönemlerde bir Osmanlı toprağı olan Selanik’te dünyaya gelen Atatürk’ün yaratılıştan gelen üstün zekâsı ve almış olduğu askerî eğitim milletinin bağımsızlığı için gereken cesareti ve kararlılığı göstermesinde etkili olmuştur. Atatürk’ün “Ya istiklal ya ölüm! Parolası, Türk milletinin karakteristik özelliğini yansıtmasının yanı sıra Gazi Paşa’nın da özgürlük ve bağımsızlık konusundaki tavrını ve dünya görüşünü yansıtan en güzel örneklerden birisidir. Bu sözünden de anlaşıldığı üzere Kurtuluş Savaşı’nda, her türlü imkansızlığa rağmen, halkı toparlayıp zaferin kazanılmasında çok etkili olmuştur. O ve silah arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti’ni kurarak, Türk milletine yalnızca bir devlet değil çağdaş bir kimlik kazandırmış, egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu göstermiştir.

Atatürk, yaptığı reformlarla, devrimlerle her daim yenilikçi ve ileri görüşlü bir lider olduğunu göstermiştir. Çağımızda gerçekleşen hadiseler bile onun ne denli ileri görüşlü bir lider olduğunu gözler önüne sermektedir. O, en büyük önceliği eğitime vermiştir. Bu konuda yapmış olduğu sayısız adım bunun en büyük kanıtıdır. Onun, “En büyük savaş, cehaletle yaptığımız savaş” sözüyle eğitim seferberliğinin önemine dikkat çektiğini görmekteyiz.

Atatürk, sadece eğitimde reformla yetinmemiş her zaman adalet ve eşitliği savunmuştur. Bu konudaki en büyük göstergelerden biri de kadın hakları konusundaki duyarlılığıdır. Bu mesele üzerindeki görüşü şu sözüyle net olarak anlaşılabilir “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”. O, bu sözüyle kadının toplumdaki yerinin güçlenmesi gerektiğini ve erkekler karşısında eşitliğini savunmuştur. Onun sayesinde kadınlarımız birçok demokratik hakka sahip olup, eşit bireyler olarak toplumun her alanında var olmuş ve olmaya devam etmektedir.

Mustafa Kemal Atatürk, devletlerin temel sacayaklarından birisi olan ekonomi üzerinde de durmuş ülkemizin çağdaşlaşması için çabalamıştır. Sanayileşme girişimleriyle ülkemizi dışa bağımlılıktan kurtararak, Türk milletinin kendi ayakları üzerinden durabilmesi için çabalamıştır. “Medeniyet yolunda yürümek ve muvaffak olmak, şart-ı hayattır.” diyerek gayretini tüm dünyaya göstermiştir.

Atatürk’ün reformları ve idealleri, Türk milletinin çağdaşlaşma yolundaki en büyük güvencesi olmuştur. Atatürk ömrünün son anına kadar Türkiye Cumhuriyeti’nin ebediyen var olması ve gelişmesi için çalışmıştır. Cumhuriyetimiz ebediyen var olacaktır.

Dünyada Atatürk

Atatürk sadece Türkiye’de ya da Türk dünyasında saygı gören bir lider değildir. Birçok dünya lideri, onun vizyonunu ve reformlarını takdirle anmış, onun hakkında konuşmalar yapmışlardır. Örneğin Hindistan Parlamento Başkanı Sucheta Krıpalanı “Atatürk, yalnız Türk Milleti'nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi” demektedir. İngiltere başkanı Winston Churchill; “Savaşta Türkiye'yi kurtaran, savaştan sonra da Türk Ulusu'nu yeniden dirilten Atatürk'ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de en büyük kayıptır. ” diye hürmetini göstermiştir. Rus lider Lenin, Atatürk için “İyi bir teşkilatçı, yüksek anlayışlı, ilerici, iyi düşünceli ve akıllı bir önderdir.” olarak değerlendirmede bulunmuştur. Amerika Başkanı Roosevelt, “Avrupa'nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal” olduğunu söyleyerek ona duyduğu saygıyı belirtir. Bunun gibi dünyada birçok lider Atatürk’e duyduğu derin saygıyı dile getirmiştir.

Türk Dünyasında Atatürk

Atatürk, Türk milletinin birliğine her daim önem vermiş, “Türk milleti, birbirine kenetlenmiş, aynı hedefler doğrultusunda yürüyen bir bütündür” sözüyle dayanışmanın önemine vurgu yapmıştır. Türk milleti tarihinin en eski çağlarından bu yana farklı kültür ve inanışlardan gelen insanları kucaklayarak, zenginliğini hoşgörüsünü göstermiştir.

Türk milleti için böyle bir aşkla çalışan bir lidere duyulan sevgi Türkiye sınırlarını aşmış ve Türk dünyasında da Atatürk, sadece bir lider, önder olarak görülmemiş bir sembol olarak kabul edilmiştir. Türk halklarının bağımsızlığını hep hayal etmiş, bunun olacağına inanmış ve buna hazır olmamız gerektiğini belirtmiştir.

Kırgızistan da Atatürk’e saygı ve sevgi gösterilen bir ülkedir. Bunu başkentin merkezinde 1995 yılında açılan Atatürk Parkı, Oş’ta bulunan Mustafa Kemal Atatürk Parkı ve Isık Göl’de bulunan Atatürk büstüyle çok net bir şekilde görebiliriz.

Bizim İçin Önemi

Eğitim, sağlık, hukuk ve ekonomi gibi alanlarda yaptığı köklü değişikler ile modern cumhuriyetin temelini atmıştır. Bugün görülen özgür, eşit ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nde onun payı çok büyüktür. Bizler de bu mirası korumak ve daha ileriye taşımakla yükümlüyüz.

Onun idealleri, genç nesillerin ilham kaynağı olmaktadır. Biz de bu idealleri yaşatmayı görev edinmeliyiz. Atatürk’ü, onun fikir ve değerlerini öğretmek, bunları uygulayarak hep birlikte cumhuriyetimizi koruyup yüceltmek bizim en büyük görevimizdir.

Atatürk, Milletimizin birliği için “Ne Mutlu Türk’üm Diyene!” sözüyle birliğin güçlenmesini vurgulamış ve Türklüğünden onur duymuştur. Bizim de görevimiz bugün onun bu değerlerine sahip çıkmaktadır. Hep birlikte Türk milletinin değerlerine sahip çıkarak geleceğin güçlü Türkiye’sini, geleceğin Kırgızistan’ını ve geleceğin Türk birliğini inşa etmek için el birliğiyle durmadan çalışmalıyız.

Son olarak, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını, muazzez şehitlerimizi ve muhterem gazilerimizi bir kez daha saygı, sevgi ve özlemle anıyorum. Unutmayın onun fikirleri bize her zaman yol gösterici olacaktır. O, yalnızca bir lider ve kurucu cumhurbaşkanı değil, Türk milletinin kimlik mücadelesinin simgelerinden birisi olmuştur. Türk milletinin bağımsızlık ve çağdaşlaşma mücadelesiyle bizlere bıraktığı miras, geçmişten kalan bir eser olmakla birlikte geleceğimizin teminatı olacaktır.

Ruhları şad olsun.

    Sosyal medyada paylaşın