Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bağımsızlığını ilan eden ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı'na üye olan devletlerden biri de Kırgızistan'dır. Kırgızistan'ın doğusunda Doğu Türkistan, Çin, güneybatısında Özbekistan, kuzeybatı ve kuzeyinde Kazakistan yer alır. Güney sınırını ise Tacikistan ve Pamir Dağları çevreler. Bugün çoğunluğu Kırgızistan'da yaşayan Kırgızlar, tarihi verilere göre en eski Türk toplumlarından biri olmanın yanında, geleneksel toplum yapısının hakim olduğu, göçebe bir hayat tarzına sahip, muhafazakar bir karakter sergileyen, gelenek ve inançlarına sıkı sıkıya bağlılığı ile bilinen bir toplumdur. Bu özelliklerinden dolayı onların günlük hayatında ecdâtlarından kalan birçok gelenek ve görenek tüm canlılığı ile hala yaşamaktadır. Kırgızların, geçmişleriyle olan bağlarını kopartmadan devam ettirme özellikleri ve söz konusu gelenekleri onların milli varlıklarını korumalarında ve bağımsızlıklarına kavuşmalarında büyük rol oynamıştır. Kırgızlar, kaynakların verdiği bilgilere göre diğer Türk topluluklarına nazaran daha geç Müslüman olmuşlardır. Onların İslam'ı kabul etmeleri uzun yıllar almıştır. Bunda Kırgızların göçebe bir toplum olmaları ve dağlık bölgelerde yaşamış olmalarının etkisi büyüktür. Bütün bunlara rağmen günümüzde Kırgızların tamamı Müslüman'dır ve geçmişte onlar bu manevi değerlerini çok ağır bedeller karşılığında korumuşlardır. Kırgızların koruyarak günümüze kadar getirdikleri manevi değerlerinden bazıları da onların dini günleri ve bayramlarıdır. Bilindiği gibi her konuya ekonomik açıdan bakan Sovyet yönetimi, orucun ortaya çıkışında ekonomik sebeplerin olduğunu ileri sürmüş; kurbanı ise, ilk dönemlerde tabiat karşısında yenik düşen ve güçsüz kalan insanın, onun merhametini kazanmak için başvurduğu bir çare olarak yorumlamış, bunlarla mücadele ederek aleyhinde yayınlar yapmış ve dini bayramları da ideolojiyi tehlikeye düşüreceği endişesiyle yasaklamıştır. Dolayısıyla dini hayatın önemli bir bölümünü teşkil eden dini günler ve bayramlarla ilgili yaşayan gelenek ve inanışların tespit edilmesi, Kırgızların günümüzdeki dini durumları hakkında bir kanaate varma açısından önem arz etmektedir. Bu çalışma, emprik bir araştırmanın ürünüdür. Ancak Kırgızların yazılı kaynaklarından yararlanma yoluna da gidilmiştir. Yani sadece katılımlı gözlem, mülakat ve izlenimlerimize dayalı bir araştırma olmayıp, yazılı kaynak ve belgelerle de desteklenen bir çalışmadır. Bu çalışmada Kırgızların arefe günleri, ramazan günleri, kandil geceleri ve dini bayramları ile ilgili günümüzde yaşayan gelenek ve inanışları ele alınacaktır. Konu işlenirken bu hususlarda ilgili dini bilgiler vermekten ziyade, tamamen Kırgızların yöresel inanış ve adetlerine yer verilmeye çalışılacaktır. DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ: http://isamveri.org/pdfdrg/D01949/2002_14/2002_14_POLATK.pdf