Müdürden

DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK

İnsanoğlu sosyal bir varlık olarak yaratılmıştır. Diğer insanlarla anlaşmak, iletişim kurmak, kendi duygu, düşünce ve tasarımlarını başkalarına iletmek insanın doğal bir ihtiyacıdır. Bu ihtiyacını yerine getirmesinin en önemli aracı da dilidir. Zaten insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerinden biri de onun dilidir.

Kimi bilim adamları ve filozoflara göre dil, değişik biçimlerde tanımlanmış olsa da onun insan ve toplum hayatındaki rolünü yazıyla veya sözlerle ifade etmek bile yetersizdir. Türkolog Muharrem Ergin’e göre, “Dil; insanlar arasında anlaşmayı sağlayan canlı bir vasıta, kendi kanunları içinde yaşayan ve gelişen canlı bir varlık, milleti birleştiren ve onun ortak malı olan sosyal bir müessese, seslerden örülmüş muazzam bir yapı, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemidir.”

Dil, sıradan bir vasıta değildir. Dil, insanlara hizmet eden, ancak herkesin kendince kurallar koymasına ve şeklini değiştirmesine izin vermeden tamamen doğal hâliyle kullanılan bir iletişim aracıdır.

Dilin oluşumundan itibaren kanunları vardır. Bu kanunlar, dilin kurallarıdır. Dilin kuralları, dilin yapı biçimini gösterir. Her dilin kendi yapısı, kurallar çerçevesinde ve kendi mantığı içinde oluşmuştur. Dilin kuralları dilin düzenli yaşamasını ve kullanılmasını sağlamada önemli role sahiptir. Dil, kendi kanunlarıyla birlikte yaşayan canlı bir varlık olarak diğer varlıklar gibi doğar, büyür, gelişir ve ölür. Yüzyıllar boyu yaşayan diller olduğu gibi ölü diller de vardır. Büyüme ve gelişme evresinde birtakım yeniliklere ve değişikliklere de uğraması söz konusudur. Bu değişiklikler ve gelişmeler onun yapısını ve kurallarını bozmadan gerçekleştiği takdirde canlanma olur, aksi takdirde kuralların bozulduğu yerde canlılık yerine dilin ölümü gerçekleşebilir. Bu sebeple hayatımız boyunca dile saygı göstermek ve dilin kurallarını aşındıracak biçimde sözcük kullanmamaya özen göstermek temel görevimiz olmalıdır.

Dil, seslerden kurulmuştur. Dil yazıdan çok önce seslerden oluşmuştur. Bu sesler gizli bir ittifak sonucunda aynı ses için aynı anlamın algılanmasına araç olmuş, ardından da seslerin bir ihtiyaç nedeniyle kalıcılığının ve ebedîleşmesinin sağlanması için yazı kullanılmaya başlanmıştır.

Her dil, mensup olduğu milletin varlığını, birliğini ve onun yaşamasını sağlayan en önemli unsurdur. Geçmiş ile gelecek arasında bağ kuran, milletin istikbali ve ortak malıdır. Dil, bir ülkenin ortak sesi, ortak bayrağı ve bağımsızlığının sembolüdür.

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesinde eğitim dilinin Türkiye Türkçesi ve Kırgızca olması çok büyük önem taşımaktadır. Yüksekokulumuz Dil Hazırlık Bölümü ve Yabancı Diller Bölümü bünyesinde yürüttüğü hizmetlerle büyük bir görev ve misyon yüklenmiştir.

Türk dünyasının değişik bölgelerinden gelerek Üniversitemizde öğrenim gören öğrencilerin eğitim dilleriyle öğrenim hayatına devam etmeleri yüksekokulumuzun başarısıyla doğru orantılıdır. Ayrıca lisansüstü düzeyde öğrenim görenler ile akademik ve idari görevlerde bulunan personelin dil eğitim ve öğretim hizmetleri yüksekokulumuzca yürütülmektedir. Eğitim dilleri dışında yabancı dil olarak İngilizce, Rusça, Almanca ve Çince de öğretilmektedir. Söz konusu dil hizmetleri genç, dinamik ve tecrübeli öğretim elemanları tarafından yapılmaktadır.

Üniversitemizin faaliyete geçen ilk akademik hizmet birimi Yabancı Diller Yüksekokuludur. Bu bağlamda kurulduğu günden beri büyük bir özveri ile çalışmış olan, hâlihazırda çalışan değerli meslektaşlarıma işlerinde başarılar dilerim. Çok sevgili öğrencilerimizin, öğretim elemanlarına ve onların vereceği bilgi ve kazandıracakları dil becerilerine güvenmelerini istiyorum. Öğrencilerimizi çağdaş dünyanın istihdam edilebilir bireyleri olarak yetiştirmek en büyük amacımızdır. Geçmişten bugüne kadar onları yetiştiren öğretim elemanlarımıza teşekkür eder, saygılarımı sunarım.

Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü

Prof. Dr. Recai DOĞAN

Müdür