DOĞUMUNUN 96. YIL DÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE CENGİZ AYTMATOV’UN SANATINA DAİR


  • 2024-12-12

Prof. Dr. Alpaslan CEYLAN

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü

2024 yılı, dünyaca ünlü yazarımız Cengiz Aytmatov’un (12 Aralık 1928) 96. Doğum Yıl Dönümüdür. Aytmatov, dünya edebiyatında önemli bir isimdir. Aytmatov’u Kırgız, Türk dünyası ve dünya edebiyatında unutulmaz yapan sanat anlayışıdır.

Türk dünyasının burç isimlerinden biri olan Cengiz Aytmatov, kendine özgü bakış açısıyla hayatı mercek altına almış bir sanatkârdır. Sanatını edebiyatın roman türünde konuşturan yazar; çocukluk, ilk gençlik, gençlik ve yetişkinlik yıllarında yaşadığı her şeyi romanları aracılığıyla gelecek nesillere aktarırken Türk dünyasını birleştirici sembol isimlerden biri olmayı başarmıştır. Halkının acılarını, dertlerini, özlemlerini ve değer yargılarını ustalıkla işlediği eserlerinde, geçmişten günümüze Kırgız kültürü ve yaşamının kaynaklarını örnekleriyle görmek mümkündür.

Aytmatov’un sanatını oluşturan çeşitli etkenler vardır. Milletinin ortak duyuş ve birikimleri, çocukluk yıllarında babaannesi Ayımkan’dan duyduğu şarkı ve masallar, sürekli gittikleri yaylalarda gözlemlediği hayat sahneleri Aytmatov romanının özünü oluşturur. Kendisiyle yapılan bir röportajda “Bence benim kitaplarımın en büyük özelliği gerçekleri yazmasıdır. Hayatın kendisini ve karşılaştığım acı, tatlı her şeyi olduğu gibi kitaplarıma aktardım” diyerek eserlerinin kaynağına dikkat çekmiş, gerçekçi bir anlayışla kaleme aldığı eserlerinde hep gerçeği anlatmıştır. Manas Destanı’nı kaynak olarak kullanmış, çağındaki insan tiplerini Manas’ın kahramanlarıyla özdeşleştirerek halkının sorunlarını gözler önüne sermiştir. Doğa ve doğa unsurlarını gözlemlemiş, bunları düzyazıyı şiire yaklaştıran mükemmel üslubuyla işlemiştir. Onun bu başarısında doğayla iç içe geçen çocukluk ve ilk gençlik yıllarının yanı sıra eğitim ve veterinerlik mesleğinin de büyük payı vardır. Asıl mesleği veterinerlik olan büyük romancı, oluşturduğu hayvan kahramanlar sayesinde zihinlerde iz bırakmayı başarmıştır. Gün Olur Asra Bedel’in Karanar’ı, Elveda Gülsarı’nın Gülsarı’sı, Beyaz Gemi’nin maralları, Dişi Kurdun Rüyaları’nın kurtları Akbar ve Taşçaynar, son romanı Ebedi Nişanlı’daki yaşlı pars, Cengiz Aytmatov’un unutulmaz hayvan kahramanlarından birkaç tanesidir.

Aytmatov’un eserlerindeki ana temalardan biri de aşktır. Anlatılarında insan ve onun varoluş biçimlerini temele almış, insanlığın bütün sevinç ve acılarını bizzat kendinden örnekler vererek anlatmıştır. Mankurtlaşan insanın yeniden özüne dönmesi için bir yol haritası sunmuş, bunu eve/anneye dönüş, kutsal yunak, anadile dönüş, evrenin bilinci, insana dönüş, doğaya dönüş, Tanrı’ya dönüş gibi temel izleklerle desteklemiştir. Sadece Kırgızistan’da değil tüm dünyada onlarca dile çevrilip zevk ve ibretle okunan Gün Olur Asra Bedel, Beyaz Gemi, Dişi Kurdun Rüyaları (Kıyamet), Kassandra Damgası, Elveda Gülsarı, Selvi Boylum Al Yazmalım gibi romanlarında savaş, sürgün ve vefasızlığın getirdiği dramları aşk ve sevgiyle yumuşatmaya çalışıp okuyucuyu 20. yüzyıl Kırgızistan’ından insan tipleri ve manzaralarla defalarca buluşturmuştur. Toprak Ana, Cemile, İlk Öğretmen, Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek adlı öykülerinde toplumun kanayan yaralarına temas etmiş, okuyucuyu daha iyi bir insan ve toplum olma yolunda düşünmeye zorlamıştır.

Aytmatov sanatında mankurtlaşma karşıtlığı da önemli bir yer tutar. O, toplumun ve bireyin kendi öz değerlerine yabancılaşması, dilini ve kültürünü unutup modern bir köle hâline gelmesi olarak tanımlanabilecek mankurtlaşmanın tamamen karşısındadır. Kırgız halkının geleneklerine sımsıkı sarılması için elinden geleni yapmış, geçmiş algısını gelecek beklentisiyle birleştirmede edebiyatın eşsiz gücünü kullanmıştır. Bilhassa Gün Olur Asra Bedel romanındaki mankurt tiplemesinin temelinde yatan asıl fikir kendi kimliğini, her şeyden önce dilinin, kültürünün kaybedilmesine kayıtsız kalan yeni nesli uyarıp kendine getirmektir.

Cengiz Aytmatov’un en güçlü tarafını psikolojik tahlillerdeki başarısı oluşturur. O, sağlam psikolojik tahliliyle edebiyat dünyasında yeni çığırlar açmıştır. İnsan psikolojisini yakından tanıyıp insan psikolojisi üzerindeki tam ve yerinde tespitleriyle dikkat çeken Aytmatov’un romanlarında her insanın psikolojisi büyük bir ustalıkla tahlil edilip sergilenmiştir. Cengiz Aytmatov, hayalinden çıkan sembolik tasvirlerle Türk halkının hafızasından silinmeyecek tarihî bağlantılar kurmuştur. Aytmatov’un kurtları Akbar ve Taşçaynar tasvirinin temelinde halk düşüncesi vardır. Bunun için Türk halkının kurt hakkındaki mit ve efsanelerini canlandırıp dünya çapındaki yaratıcı felsefi düşüncelerini farklı biçimde ortaya koymuştur.

Aytmatov’un sanatının son dönemlerinde Türk dünyası ve Turan kavramlarını iyice öne çıkardığı görülmüştür. Türk dilinin farklı coğrafyalarda gelişmesiyle birlikte ortak bir dil şuurunun ortaya çıkacağına inanmış, dilin işlenmesi hususunda roman, hikâye, şiir gibi edebî türlerin çok önemli olduğuna kanaat getirmiştir. Bağımsızlık sonrası eserlerinin Kırgız Türkçesiyle yazılması bunun doğal bir sonucudur.

Aytmatov’un eserleri başta Fransızca, Almanca ve İngilizce olmak üzere 150’den fazla dile çevrilerek defalarca basılmış, birçok hikâye ve romanı filme çekilmiştir. Yazar 1960’lı yıllardan itibaren Türkiye’de de tanınmaya başlamış, zamanla eserlerinin tamamına yakını ve bir kısmı birkaç defa olmak üzere Türkiye Türkçesine aktarılmıştır. 1977’de Selvi Boylum Al Yazmalım adlı romanı Atıf Yılmaz tarafından filme alınmıştır.

Bugün Türk dünyası roman anlayışının gelişiminde Aytmatov sanatının etkisi tartışılmaz bir gerçektir. Sanatın birleştirici ve etkileyici yönünü kullanan yazar, Türk’ün kendisini dünyaya duyurmasında büyük bir rol oynamıştır.

Bu vesileyle, doğumunun 96. yıl dönümünde başta Cengiz Aytmatov olmak üzere ebediyete irtihal eden fikir ve edebiyatçılarımızı rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun.

    Sosyal medyada paylaşın