2022-06-06

SEMİNER: TÜRK İSLAM SANATINDA DİNÎ MİMARÎ MEKÂN GELİŞİMİ (DR. ÖĞR. ÜYESİ GÜNNUR AYDOĞDU)


KTMÜ İlahiyat Fakültesinin düzenlendiği online seminerlerin bu haftaki konuğu Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Dr. Günnur Aydoğdu idi. 03. 06. 2022 tarihinde İlahiyat Fakültesi 209 nolu Amfi’de hibrit olarak gerçekleştirilen seminerde Dr. Aydoğdu, “Türk İslam Sanatında Dini Mimari Mekân Gelişimi” konusunda ayrıntılı bir sunum yaptı.

Dr. Aydoğdu, anıtsal bir sanat eserinin veya nesnenin İslami olarak adlandırılabilmesinin, söz konusu maddi kültür varlıklarının bulunduğu yörenin ne aşamada İslamlaştığıyla doğrudan alakalı bir durum olduğunu belirtti. Türk İslam sanatının serüveninin 10. yüzyılda ve Orta Asya bölgesinde başlamakla birlikte, İslam sanatının bilinen ve günümüze ulaşabilmiş anıtsal eserlerinin İslâmiyet’in ilk yayılmaya başladığı ve fetihler yoluyla alınan Filistin’in de dahil olduğu eski Suriye, Irak, İran, Kuzey Afrika ve Endülüs toprakları olduğuna dikkat çekti. Onun için öncelikle İslam sanatının ilk cami mimarisinin hüviyetinin ve karakterinin gözden geçirilip sonrasında Türk İslam cami mimarisine göz atmanın daha anlamlı olacağını söyledi.

Dr. Günnür Aydoğdu, ihtiyaca binaen oluşumu ve gelişimi tamamlanmış Mescid-i Nebevi yapısının kendinden sonraki cami mimarisine ön örnek olduğunu, fethedilen coğrafyalarda tesis edilen sonraki camilerde de -daha gelişmiş ve kimi yeni denemelerle- “çok destekli (hipostil) plan şeması”nın uygulandığını, Kudüs, Şam, İran, Irak, Mısır, Tunus, Fas ve Endülüs’ün erken dönem cami örneklerinin bu tarzın temsilcileri olduğunu söyledi.

Aydoğdu, Karahanlı medeniyeti ile başlayan Türk İslam sanatının ibadet yapılarının ise bulunduğu coğrafyanın yerel kültürü ve geleneksel yapım tarzından beslendiğine dikkat çekti. Diggârân, Talhatan Baba gibi camilerin, Mimar Sinan’ın 16. yüzyılda olgunlaştıracağı merkezi plan şemasının erken örnekleri olduğunu belirtti. İran ve Anadolu’da yeni katkıların denendiği cami örneklerinin 16. yüzyılda yetkinliğe ulaştığına dikkat çekti. Dr. Aydoğdu konuşmasında, çok destekli plan şemasındaki sütun ormanından kurtularak bölüntüsüz toplu ve geniş bir mekânın büyük bir kubbe ile örtülmesi şeklinde özetlenebilecek bu serüvenin, Anadolu’da çeşitli denemelerin, aşamaların neticesinde İstanbul’daki Şehzade ve Süleymaniye, Edirne’deki Selimiye camileri ile klasik halini almasıyla devam ettiğini belirtti.

Sunumun ardından Dr. Aydoğdu dinleyicilerin sorularına cevaplar verdi. Seminerin sonunda İlahiyat Fakültesi dekanı Prof. Dr. Kemal Polat, katılımlarından ve faydalı sunumlarından dolayı Dr. Öğretim üyesi Günnur Aydoğdu’ya teşekkür etti.