Manas ve Yesevî Üniversitelerinden Eğitimcilerin Eğitimiyle Akademik Kaliteye Stratejik Destek


  • 2025-06-26

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, 24 Haziran 2025 tarihinde “Eğitimcilerin Eğitimi (Yükseköğretimde Mentörlük, Danışmanlık ve Öğrenci Rehberliği)” konulu eğitim programına ev sahipliği yaptı.

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ve Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi arasındaki akademik iş birliği kapsamında, KTMÜ Sürekli Eğitim Merkezi’nin organizasyonuyla düzenlenen programın açış töreni, Kasım Tınıstanov Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

Programın açış törenine, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recai Doğan, Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi ile KTMÜ öğretim elemanları katıldı.

Programın açış konuşmasını yapan Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, 19 Mayıs 2025 tarihinde Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nde gerçekleştirilen 2. Ortak Senato Toplantısı’nda alınan karar doğrultusunda “Eğitimcilerin Eğitimi” kapsamında Yaz ve Kış Okulu düzenlenmesine karar verildiğini hatırlatarak, bu kararın ilk adımının Yaz Okulu olarak Manas Üniversitesi’nde hayata geçirilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

İki kardeş üniversite olan Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi ile Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi’nin bu buluşmasının, sıradan bir akademik etkinlik olmanın ötesinde, Türk Dünyası’nda ortak eğitim ideallerinin buluşma noktası olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ceylan, “Manas Üniversitesi, Türk Dünyası gençlerini bir araya getiren akademik yaşamın ve bilimsel üretimin Orta Asya’daki öncüsü olarak, Türk Dünyası gençliğine yönelik bütüncül bir eğitim misyonu yürütmektedir. Ahmet Yesevî Üniversitesi ise köklerini tarihsel bilgelikten alan, çağdaş yükseköğretimi kültürel değerlerle buluşturan bir eğitim modeli inşa etmektedir.” ifadelerini kullandı.

Seminerin, iki üniversitenin birikimini ortak bir zeminde buluşturduğu; düşünce ve deneyimlerin birbirine ilham vereceği anlamlı bir başlangıç olduğuna inandığını belirten Prof. Dr. Ceylan, Yaz Okulu kapsamında sekiz başlık belirlendiğini, ilk seminerin önemine binaen “Danışmanlık ve Rehberlik” temasına ayrıldığını vurguladı. Akademik yayın sayısı ya da laboratuvar imkânlarının yanı sıra bir üniversitenin gücünün öğrencisiyle kurduğu bağda yattığını ifade eden Prof. Dr. Ceylan, bu bağın çoğu zaman bir danışmanın rehberliğinde ve bir akademisyenin yön göstericiliğinde kurulduğuna dikkat çekti.

Rehberlik ve danışmanlığın yalnızca bilgi aktarımından ibaret olmadığını, bireyin içsel yolculuğuna eşlik etmeyi de kapsadığını ifade eden Prof. Dr. Ceylan, “Danışmanlık bu eşlik etmenin en somut ve en insani biçimidir. Öğrencinin kaygılarını duyabilen, hedeflerine birlikte yürüyebilen bir akademik kadro, yalnız birey yetiştirmez; aynı zamanda kurumun geleceğini de inşa eder.” dedi.

Eğitimcilerin eğitimine yönelik bu programın; yeni öğretim teknolojilerinden etik duyarlılığa, iletişim becerilerinden kültürel farkındalığa kadar geniş bir alanı kapsadığını belirten Prof. Dr. Ceylan, seminerin sadece bilgi değil, aynı zamanda farkındalık ve deneyim kazandırmayı hedeflediğini söyledi.

Konuşmasının sonunda bu sürecin sadece bireysel gelişime değil, aynı zamanda kurumsal hafızaya da katkı sağlayacağını dile getiren Prof. Dr. Ceylan, Manas ve Yesevî üniversiteleri arasındaki bu iş birliğinin gelecekte ortak ders içeriklerinden araştırma projelerine, öğrenci değişiminden eğitim modellerine kadar pek çok alanda yol gösterici olacağını belirtti. “Akademik üretimin kolektif olarak mümkün olduğunu ve üniversitelerimizin birlikte üretebildiğini göstermek açısından bu toplantı kıymetli bir başlangıçtır” diyen Prof. Dr. Ceylan, seminerin düzenlenmesinde emeği geçen akademik ve idari personele, katkı sunan öğretim üyelerine ve katılımcılara teşekkür etti; verimli, ufuk açıcı ve güçlü bağlar kurulan bir program temennisiyle sözlerini tamamladı.

Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Recai Doğan, seminer süreci ve konularıyla ilgili bilgi verdi.

Eğitim programının ilk günü, katılımcılara hem kuramsal hem de uygulamaya dönük zengin içerikler sunan dersler ve açık kürsü oturumlarıyla başladı. Öğretim Üyesi Dr. Nazira Tursunbayeva, “Yeni Nesil Öğrenci Profili ve Akademik İletişim” başlıklı sunumunda, dijital çağda yetişen öğrencilerin öğrenme yaklaşımları, iletişim beklentileri ve akademik etkileşimdeki tutumlarına dair kapsamlı bir analiz sundu. Yeni nesil öğrenciyle etkili bir iletişim kurmanın yollarını pedagojik yaklaşımlarla harmanlayan Dr. Tursunbayeva, eğitimcilerin iletişim dili ve yöntemlerini dönüştürmelerinin artık bir tercih değil, bir gereklilik olduğuna dikkat çekti.

Ardından Doç. Dr. Aliya Kuralbayeva, “Danışmanlıkta Roller, Sınırlar ve Beklentiler” başlıklı sunumuyla, akademik danışmanlığın çok boyutlu doğasını gözler önüne serdi. Danışmanın sadece akademik rehber değil, aynı zamanda güvenilir bir yol gösterici olduğuna vurgu yapan Kuralbayeva; rol tanımlarının, etik sınırların ve karşılıklı beklentilerin net bir şekilde belirlenmesinin sağlıklı bir danışmanlık ilişkisinin temel taşlarını oluşturduğunu ifade etti.

Devamında, “Sınıfta İletişim: Öğrencilerle Bağ Kurmak Kolay mı?” ve “Manas ve Yesevî’de Farklı Danışmanlık Tecrübeleri” başlıklı açık kürsülerle, katılımcılar arasında interaktif bir bilgi alışverişi gerçekleştirildi. Akademisyenler, farklı danışmanlık deneyimlerini paylaşırken öğrenci ile öğretim elemanı arasındaki iletişimin güçlendirilmesi üzerine fikir alışverişinde bulundu.

Eğitimin ikinci günü, akademik danışmanlığın psikososyal boyutlarına ve kariyer odaklı rehberliğe odaklanan önemli oturumlarla devam etti. Doç. Dr. Erkan Efilti, “Akademik ve Psikososyal Sorunlara Yaklaşım” başlıklı sunumunda, üniversite öğrencilerinin karşılaştığı akademik zorluklar, kişisel bunalımlar ve uyum sorunları gibi çok katmanlı problemlere bütüncül bir bakış sundu.

Ardından Doç. Dr. Seyil Najimudinova, “Kariyer Rehberliği ve Öğrenci Hedeflendirme” başlıklı sunumunda, öğrenci potansiyelinin doğru yönlendirilmesi ve bireysel kariyer yolculuklarının yapılandırılmasında danışmanın üstlendiği kritik rolü ele aldı. Hedef odaklı yaklaşım modelleriyle birlikte, öğrenci motivasyonunu artıran yöntemleri örneklerle açıklayan Najimudinova, kariyer rehberliğinin sadece meslek seçimiyle sınırlı kalmayan, kişisel gelişimi de kapsayan bütünsel bir süreç olduğunu ifade etti.

Günün açık kürsü oturumlarında, “Öğrenciler Gelecekten Ne Bekliyor?” ve “Bir Danışman Olarak Zor Durumda Nasıl Davranırız?” başlıkları çerçevesinde yürütülen interaktif tartışmalar, farklı kurumsal yapılardan gelen danışmanlık yaklaşımlarının karşılaştırılmasına olanak tanıdı. Bu oturumlar, ortak sorunlara yönelik yaratıcı, uygulanabilir ve kültürel hassasiyet içeren çözüm önerilerinin geliştirilmesine zemin hazırladı.

Üçüncü günün oturumlarında, danışmanlık süreçlerine uluslararası ve kültürel perspektiften yaklaşan sunumlar öne çıktı. Dr. Öğr. Üyesi Halil Çetin, “Uluslararası ve Kültürlerarası Öğrenci Danışmanlığı” başlıklı sunumunda, çok kültürlü öğrenme ortamlarında danışmanlık yapmanın dinamiklerini ve kültürel hassasiyetin önemini anlattı.

Prof. Dr. Mehmet Arif Özerbaş ise “Danışmanlıkta Etik Duruş ve Meslekî Yeterlilikler” başlıklı sunumunda, akademik danışmanlığın yalnızca bilgi aktarımıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda yüksek etik sorumluluk, meslekî olgunluk ve rehberlik becerisi gerektiren çok yönlü bir süreç olduğunu vurguladı. Danışmanlık görevini üstlenen akademisyenlerin, öğrenciyle kurduğu ilişkide etik ilkeler doğrultusunda tutarlı, güven verici ve sınırları net bir yaklaşım benimsemeleri gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Özerbaş, meslekî yeterliliğin yalnızca akademik donanımla değil, aynı zamanda insani duyarlılıkla da şekillendiğini ifade etti.

Açık kürsü oturumlarında ele alınan “Etik ve Hukuki Açıdan Sınırların Belirsizleştiği Anlar” ile “Kültürlerarası Danışmanlıkta Zorluklar ve İyi Uygulamalar: Deneyimler” başlıklı tartışmalar, yalnızca teorik bilgi aktarımıyla sınırlı kalmayarak katılımcıların sahaya dair gerçek yaşam deneyimlerini paylaşmalarına olanak tanıdı.

Üç gün boyunca altı derslik program çerçevesinde gerçekleştirilen eğitim süreci, her iki üniversitenin alanında uzman akademisyenleri tarafından yürütüldü. Eğitim, geleneksel anlatım yöntemlerinin ötesine geçilerek, katılımcıların aktif rol aldığı açık kürsü ve interaktif oturumlarla zenginleştirildi. Bu modern eğitim anlayışı sayesinde, sadece bilgi aktarımı değil, aynı zamanda karşılıklı deneyim paylaşımı ve grup çalışmalarıyla öğrenme süreci derinleştirildi. Katılımcılar, farklı perspektiflerden beslenen canlı tartışmalarla akademik ufuklarını genişletirken, iki üniversite arasındaki iş birliği de pekiştirildi.

26 Haziran 2025 tarihinde gerçekleştirilen kapanış ve sertifika töreniyle eğitim programı başarıyla tamamlandı. Programın kapanış konuşmasını yapan Sürekli Eğitim Merkezi Başkanı Doç. Dr. Erkan Efilti, sürece dair değerlendirmelerde bulundu.

Doç. Dr. Efilti, program sonunda uygulanan anket sonuçlarına göre katılımcıların büyük çoğunluğunun eğitim sürecinden memnun kaldığını belirtti. Katılımcıların, eğitim süresini genel olarak yeterli bulduklarını ve içeriklerin planlanan süre içerisinde etkili bir biçimde aktarıldığını ifade ettiklerini aktardı. Doç. Dr. Efilti, ayrıca programın güçlü yönlerine de dikkat çekerek; eğitici akademisyenlerin uzmanlık düzeyi, deneyim paylaşımı, örnek olay temelli anlatımlar, serbest kürsü uygulamaları ve iki üniversite arasında kurulan iş birliğinin öne çıkan unsurlar arasında yer aldığını vurguladı.

Katılımcılar, özellikle eğitim-öğrenci ilişkileri, rehberlik sorumlulukları ve akademik danışmanlık konularında yeni ve farklı bakış açıları kazandıklarını belirterek, bu kazanımların meslekî gelişimlerine anlamlı katkılar sağladığını dile getirdi.

Programın devamında, “Eğitimcilerin Eğitimi” başlıklı programda görev alan değerli eğitimcilere teşekkür belgeleri takdim edildi. Ardından, programa katılım sağlayan kıymetli öğretim elemanlarına, gösterdikleri ilgi, katkı ve başarı dolayısıyla sertifikaları sunuldu.

“Eğitimcilerin Eğitimi” başlıklı program, katılımcılar ve eğitimcilerin yer aldığı toplu hatıra fotoğrafının çekilmesiyle sona erdi.

 

    Sosyal medyada paylaşın